Kaygı, hepimizde var ve konuları da hepimiz için çeşit çeşit.
Kendimiz, geleceğimiz, çocuğumuz, işimiz, sağlığımız her şeyle ilgili endişe yaşayabiliriz.
Bu oldukça doğal bir duygu ve ufak bir dozda bizde var olmalı.
Çünkü bu dozda kaygılar bizi yaşamımız için harekete geçirir ve olumsuzluklara karşı önlemler almamıza yardımcı olur.
Bunlar, hafif düzeyde ve yönetilebilir kaygılardır.
Yoğun, uzun süreli ve günlük yaşamımızda bizi, çevremizdekileri engelleyebilen kaygılar ise kontrol altına alınması gereken durumlardır.
Endişeler bu düzeyde olduğunda bir bozukluk olarak nitelendirilebilir bir duruma gelebilir.
Peki, Yaygın Anksiyete Bozukluğunun Bozukluğun Belirtileri Nelerdir ?
DSM 5 ’e göre, (Ruhsal Bozuklukların Tanı ve İstatistiksel El Kitabı)
* En az altı aylık bir sürenin çoğu gününde, birtakım olay ve etkinliklerle ilgili olarak aşırı bir endişe ve kuruntular söz konusuysa,
* Kişi yorucu düşünceleri yönetmekte güçlük çekiyorsa,
* Ve aşağıdaki belirtilerden bazıları varsa ve bu belirtiler kişinin günlük yaşamındaki işlevlerini olumsuz etkiliyorsa,
**Bu sonuçları, bir ruh sağlığı uzmanından destek almanın zamanı gelmiş demek olarak algılamalısınız ve geç kalmadan bir uzman arayışınıza başlamalısınız.
-
Sürekli diken üstünde hissetme yani belirgin huzursuzluk. Endişelerden bir türlü rahatlayamama hali.
-
Gergin hissetme.
-
Yapılan işlere odaklanmada zorluk.
-
Çabuk öfkelenme.
-
Uyku bozuklukları.
-
Çabuk yorulma.
Bu belirtiler, bir fizyolojik hastalığa veya madde kullanımına bağlı olmamalıdır.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu;
Gerçek bir neden yokken veya belli bir nedene bağlı olsa bile aşırı, mantıksız ve çarpıtılmış olan,
Mantıksız olduğu fark edilse bile bir türlü kontrol edilemeyen,
Bedensel semptomların belirgin düzeyde duruma eşlik ettiği bir durumdur.
İYİLEŞME İÇİN NELER YAPILMALI?
Yaygın anksiyete bozukluğu tedavisi olan bir rahatsızlıktır.
Anksiyetede bedensel semptomlar çok yoğun yaşandığı için, bu belirtilerin fizyolojik bir temelinin var olup olmadığı bir psikiyatri uzmanı tarafından kesinlikle kontrol edilmelidir. Belirgin fiziksel semptomlar söz konusu ise, sadece terapi alarak ilerlememek gerekir.
Kişiyi zorlayan bedensel semptomlarda, ilaç desteği çok önemlidir.
İlaç desteği ile semptomlar azaltılarak veya kontrol altına alınarak kişi güçlendirilir ve kaygılarını nasıl yönetebileceği vb konular ile ilgili terapi desteği başlanır.
Terapi desteği, bu bozuklukta hastalığın kalıcı tedavisi veya yeniden tekrarını önlemek için önemlidir.
Bazı kişiler, ilaç desteği almayı tercih etmediklerini ifade ederek bir psikiyatri uzmanına değil sadece klinik psikologlara yöneliyorlar.
Bu doğru bir yaklaşım değildir.
Tedavide, belirtilerin düzeyine göre ilaç desteği almak öncelikli olabilir.
Aksi halde terapiler asla yeterli olmayacak ve kişi uzun süren bu durumdan daha fazla yorgun düşecektir.
Uzm. Klinik Psikolog Eda Gökduman