Kendi tercihlerinizi veya ihtiyaçlarınızı önceliklendirmenin bencilce olduğunu mu düşünüyorsunuz? Sınır koymakta zorluk mu çekiyorsunuz? Yoksa bilinçsizce başkalarının sınırlarını mı ihlal ediyorsunuz? Örneğin, aşırı yardımsever davranarak veya tavsiye vermeye çabuk davranarak?
Yeni tanımlanmış bir “yüksek işlevli bağımlı” (YİB) olabilirsiniz ve sınır koymanın neden bu kadar zor olduğunu merak ediyor olabilirsiniz. Endişelenmeyin, yalnız değilsiniz. Bu makale tam olarak bunu açıklıyor.
Sınırlar Nedir ve Neden Önemlidir?
En basit haliyle: Sınırlar, sizin kişisel etkileşim kurallarınızdır. Diğer insanlara neyin uygun olup olmadığını bildirirsiniz. Tercihleriniz, ihtiyaçlarınız ve sizin için kabul edilemez olan şeyler bu sınırları oluşturur.
Beş ana sınır türü vardır:
-
Fiziksel
-
Duygusal
-
Zihinsel
-
Maddi
-
Cinsel
Bu kategoriler hayatımızın farklı alanlarında, sağlıklı ilişkiler kurabilmemiz için olmazsa olmazdır.
Yüksek İşlevli Bağımlılık Nedir?
Yüksek işlevli bağımlılık, başkalarının duygularına, ilişkilerine, kariyerine ve hatta finansal refahına aşırı yatırım yapma durumudur. Bu yatırım, iç huzurunuzu, ruh sağlığınızı ve hatta finansal refahınızı tehdit edebilir.
Sık sık “Bunu yapabilecek tek kişi benim”, “Ben hallederim, endişelenme” veya “Ben başkaları için buradayım” diye düşünüyorsanız, muhtemelen yüksek işlevli bir bağımlılığınız vardır.
Bağımlılık ve Sınırların Kesişimi
Bağımlılık ilişkisel bir sorundur. Başkalarının hislerini yönetmeye çalışmak, onların ne düşündüğünü kontrol etme çabası sizi kendi ihtiyaçlarınızdan uzaklaştırır. Bu da düzensiz sınırların başlıca nedenidir.
YİB olarak büyüdüyseniz, muhtemelen başkalarının memnuniyetini kendi varlığınızın temeli olarak gördünüz. Bu yüzden “hayır” demek bencillik gibi gelir. Ancak gerçek şu ki:
Sınırlar engel değil, köprüdür.
Sınırlar, başkalarının sizi gerçekten tanımasına olanak sağlar. Çünkü siz kendi gerçeğinizi paylaşmaya başladığınızda, gerçek bağ kurma ihtimali doğar.
YİB Özellikleri ve Düzensiz Sınırlar
YİB’ler genellikle dışa odaklıdır. Kendi ihtiyaçlarıyla temas kurmakta zorlanırlar. “Ben ne istiyorum?” sorusu bile yabancı gelebilir.
İşte YİB özelliklerinden bazıları:
-
Aşırı verme
-
Otomatik tavsiye verme
-
Herkese uyum sağlama
-
Sorun çözme zorunluluğu hissetmek
-
Kendini feda etme / terk etme
Bunlar bir süre sonra öfkeye, kırgınlığa ve içsel boşluğa yol açar. Özellikle biri sizden bir şey istediğinde içinizden “Bunca şeyden sonra bunu da mı istiyor?” diye geçiriyorsanız… evet, ortada sınır sorunu var.
Ve evet, yardım etmek istemediğiniz halde yardım etmek… yardım etmek değildir.
Sağlıklı Sınırlar Koymaya Nereden Başlamalı?
İlk adım: Diğer insanların tepkilerinin size ait olmadığını fark etmek. Siz sadece kendi sınırınızı belirliyorsunuz. Bu başkasına saldırı değil, kendi hayatınızı sahiplenme şeklidir.
Unutmayın:
-
İnsanlar siz sınır koydukça rahatsız olabilir. Bu onların meselesi.
-
“Hayır” demek bencillik değil, netliktir.
-
Her yaştan insan sınır koymayı öğrenebilir.
Son Söz:
Eğer bu yazıyı okuyup “Aynen bu benim…” diyorsanız, hoş geldiniz. Bu yolculukta yalnız değilsiniz. Düzensiz sınırlar öğrenilmiş bir durumdur ve iyi haber: Öğrenilen şeyler değiştirilebilir.
Sadece arzuya ve doğru araçlara ihtiyacınız var. Gerisi zaman ve kararlılıkla geliyor. Ve inanın bana: Kendinize “Hayır” diyemediğiniz sürece kimseye gerçek anlamda “Evet” diyemezsiniz