İnsülin direnci, hücrelerin insüline yanıtının azalması sonucu glukozun hücre içine alımında bozulma ile karakterize edilen metabolik bir durumdur. Bu durum, genellikle abdominal obezite, dislipidemi, hipertansiyon ve bozulmuş glukoz toleransı gibi metabolik sendrom bileşenleriyle birlikte görülmekte olup, tip 2 diyabet ve kardiyovasküler hastalıkların gelişiminde önemli bir risk faktörüdür.
İnsülin direnci yönetiminde yaşam tarzı değişiklikleri temel tedavi yaklaşımını oluşturmaktadır. Bu bağlamda, tıbbi beslenme tedavisi (TBT) bireyselleştirilmiş, sürdürülebilir ve glisemik kontrolü optimize edecek şekilde planlanmalıdır.
Beslenme ile ilgili temel öneriler şu şekildedir:
Düşük Glisemik İndeksli Karbonhidratlar: Glisemik yanıtı düşük olan, lif oranı yüksek tam tahıllar (kinoa, bulgur, tam buğday), kurubaklagiller, sebze ve meyveler tercih edilmelidir. Rafine karbonhidratlar ve şekerli gıdalardan kaçınılmalıdır.
Diyet Lifinin Artırılması: Günlük diyetle alınan toplam lif miktarı artırılmalı; çözünür ve çözünmez lif kaynakları dengeli şekilde tüketilmelidir. Lifin insülin duyarlılığını artırıcı etkileri bulunmaktadır.
Protein Dengesinin Sağlanması: Yeterli ve dengeli protein alımı, tokluk hissinin desteklenmesi ve glisemik kontrolün sağlanması açısından önemlidir. Yağsız et, yumurta, balık, süt ürünleri VE kurubaklagiller dengeli şekilde beslenme planına dahil edilmelidir.
Sağlıklı Yağ Tüketimi: Doymuş yağ alımı sınırlandırılmalı; tekli ve çoklu doymamış yağ asitlerinden zengin olan zeytinyağı, ceviz, badem, avokado ve omega-3 yağ asitleri içeren balık türleri (somon, sardalya) tercih edilmelidir.
Öğün Düzeni ve Porsiyon Kontrolü: Düzenli ana ve ara öğünlerle insülin salınımı dengelenmeli, porsiyon kontrolüne dikkat edilerek kan şekeri dalgalanmaları minimize edilmelidir. Özellikle akşam öğünlerinde karbonhidrat yükü azaltılmalıdır.
Basit Şeker ve Şekerli İçeceklerden Kaçınma: Şekerli içecekler, hazır meyve suları, tatlılar ve paketli atıştırmalıklar gibi ürünler hiperglisemiyi tetikleyerek insülin direncini kötüleştirebilir.
Mikrobesin Desteği ve Antioksidanlar: Magnezyum, krom ve D vitamini düzeyleri değerlendirilmeli; eksiklik varsa uygun takviye ile desteklenmelidir. Antioksidan içeriği yüksek sebze ve meyvelerin (örneğin yaban mersini, brokoli, ıspanak) düzenli tüketimi önerilir.
Fiziksel Aktivite ile Destek: Beslenme tedavisi mutlaka düzenli fiziksel aktivite ile desteklenmelidir. Haftada en az 150 dakika orta yoğunlukta aerobik egzersiz önerilmektedir.
Sonuç olarak, insülin direnci olan bireylerde sağlıklı yaşam alışkanlıklarının benimsenmesi, kalıcı yaşam tarzı değişiklikleri ve kişiselleştirilmiş beslenme yaklaşımlarıyla glisemik kontrolün sağlanması mümkündür. Bu süreçte multidisipliner yaklaşım, bireyin motivasyonu ve düzenli takip esastır.