Mizofoni, bireylerin bazı belirli seslere karşı aşırı ve orantısız bir öfke, tiksinti ya da kaygı tepkisi vermesiyle karakterize edilen nöropsikiyatrik bir durumdur. Terim olarak “sesten nefret” anlamına gelse de, rahatsızlık yaratan sesler genellikle yüksek ya da ani değil; çiğneme, yutkunma, kalem tıklatma, ayak sallama, nefes alma ya da sakız çiğneme gibi tekrarlayıcı ve çevrede sık duyulan seslerdir.
Mizofoni, genellikle ergenlik döneminde başlar ve yaşla birlikte daha belirgin hale gelir. Bu durum çoğu zaman yanlış anlaşılır ve bireyler, çevreleri tarafından “hassas” ya da “abartılı tepki veren” kişiler olarak etiketlenebilir. Oysa mizofoni, beynin işitsel algı ile duygusal tepkiler arasındaki bağlantıyı farklı işlemesiyle ilişkili bir durumdur.
Mizofoninin Belirtileri
Belirtiler kişiden kişiye değişse de en yaygın olanları şunlardır:
• Belirli sesleri duyduklarında ani öfke, tiksinti veya panik duygusu
• Fiziksel belirtiler: kalp çarpıntısı, kas gerginliği, nefes darlığı
• Sosyal ortamlardan kaçınma, yalnız kalmayı tercih etme
• Ses kaynağına yönelik yoğun öfke ya da kaçma isteği
• İşlevselliğin bozulması: okulda, işte ya da ilişkilerde zorlanma
Mizofoni, bazı bireylerde sadece birkaç sesi kapsarken, bazılarında zamanla daha fazla tetikleyici ses oluşabilir. Ayrıca bu sesler genellikle belirli kişilerden (örneğin aile üyeleri) geldiğinde daha tahammülsüz hale gelir, bu da ilişkilerde ciddi gerginlik yaratabilir.
Mizofoninin Nedenleri
Mizofoninin kesin nedeni henüz bilinmemektedir. Ancak beyin görüntüleme çalışmaları, özellikle amigdala ve anterior insula gibi duygusal işlemeyle ilgili bölgelerde aşırı aktivite olduğunu göstermektedir. Mizofoni; obsesif kompulsif bozukluk, anksiyete bozuklukları, dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ve travma sonrası stres bozukluğu gibi diğer psikiyatrik sorunlarla birlikte görülebilir. Ayrıca bazı çalışmalarda mizofoninin ailesel geçiş gösterdiğine dair bulgular da yer almaktadır.
Tedavi Yöntemleri
Mizofoninin tedavisinde tek bir standart yöntem yoktur. Ancak semptomları hafifletmek ve bireyin işlevselliğini artırmak adına çeşitli yaklaşımlar kullanılabilir:
1. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT):
Kişinin tetikleyici seslere yönelik olumsuz düşüncelerini fark etmesi ve yeniden yapılandırması amaçlanır. Öfke kontrolü ve baş etme becerileri geliştirilir.
2. Duyarsızlaştırma ve Maruz Bırakma:
Seslere karşı duyarsızlaşma amacıyla, kontrollü ortamda tetikleyici seslere yavaş yavaş maruz kalma süreci uygulanabilir.
3. EMDR Terapisi:
Eğer mizofoninin kökeninde geçmişteki travmatik yaşantılar varsa, EMDR ile bu anıların işlenmesi bireyin tepkilerini hafifletebilir.
4. Ses Terapisi ve Beyaz Gürültü:
Bazı kulaklık ya da ses cihazları, ortam seslerini maskeleyerek kişiye rahatlama sağlar.
5. Psikoeğitim ve Aile Danışmanlığı:
Bireyin ve yakın çevresinin mizofoni hakkında bilinçlendirilmesi, ilişkilerdeki gerilimi azaltır ve empatiyi artırır.
Sonuç
Mizofoni, dışarıdan basit bir rahatsızlık gibi görünse de, bireyler için ciddi düzeyde stres ve işlev kaybına yol açabilir. Sesin kendisinden çok, bu sesin yarattığı yoğun ve kontrolsüz duygular, kişinin yaşam kalitesini düşürür. Bu nedenle mizofoniye sahip bireylerin yaşadıkları tepkilerin geçici bir hassasiyet değil, nöropsikolojik bir durum olduğunu anlamak önemlidir. Profesyonel destek ile mizofoni yönetilebilir hale gelebilir; birey sesleri kontrol edemese de, verdiği tepkiler üzerinde farkındalık kazanarak daha sağlıklı baş etme yolları geliştirebilir.