Bipolar bozukluk, bireyin ruh halinde belirgin değişimlerle seyreden bir duygudurum bozukluğudur. Bu rahatsızlıkta kişi, iki uç arasında gidip gelen yoğun ruhsal dalgalanmalar yaşar: manik dönem (taşkınlık, enerji artışı) ve depresif dönem (çöküntü, enerji kaybı). Bu dönemler kişiye, ilişkilerine ve yaşam kalitesine önemli ölçüde etki edebilir.
Manik Dönem Nedir?
Manik dönem, kişinin kendini olağanüstü enerjik, coşkulu ve hatta bazen “yenilmez” hissettiği bir evredir. Uyku ihtiyacı belirgin şekilde azalabilir, kişi çok az uyuyarak günlerce yüksek tempoda çalışabilir ya da konuşabilir. Hızlı düşünme, artan özgüven, riskli davranışlar (aşırı para harcama, hızlı araç kullanma, ani ilişki kararları), aşırı sosyal olma ya da öfke patlamaları bu dönemde sık görülebilir. Kimi zaman bu durum psikotik belirtilerle de (gerçeklikten kopma, sanrılar) birlikte olabilir.
Depresif Dönem Nedir?
Manik dönemden sonra ya da bazen doğrudan ortaya çıkan depresif dönem ise kişinin içe çekildiği, keyif alamadığı, enerjisinin tükendiği bir evredir. Yoğun suçluluk duyguları, değersizlik düşünceleri, karamsarlık, iştah ve uyku düzeninde bozulmalar sık görülür. Bazen yaşamı sonlandırma düşünceleri de bu evreye eşlik edebilir.
Bipolar Bozuklukla Yaşamak
Bipolar bozukluk, sadece “duygu değişimi” değil; beyin kimyasındaki dengesizlikle ilişkilendirilen ciddi bir ruh sağlığı durumudur. Bu rahatsızlıkla yaşamak zorlayıcı olabilir, ancak doğru tanı, düzenli takip ve psikoterapi desteğiyle yönetilebilir hale gelir.
Terapi sürecinde; duygudurum farkındalığını artırmak, tetikleyicileri tanımak, uyku ve yaşam ritmini düzenlemek oldukça önemlidir. Bilişsel Davranışçı Terapi, psiko-eğitim ve kişinin yaşam düzenini destekleyici stratejiler, tedavinin önemli parçalarıdır.
Unutmayın, bipolar bozuklukla yaşamak zorlayıcı olsa da yalnız değilsiniz. Profesyonel destekle yaşam kalitenizi artırabilir, ruh halinizi daha dengeli hale getirebilirsiniz.