Home / Sağlık / Otizm ‘de Tasayı Konşalim

Otizm ‘de Tasayı Konşalim

Otizm Spektrum Bozukluğu Yaygın Gelişimsel Bozukluklar içerisinde sınıflandırılan bir tanıdır. Genel belirtileri iletişim becerilerinden göz teması kurma, mesafe ayarlama, duygusal anlamda anlamlandırma ve yönetim becerisinin olmaması, çırpınma, ayakucu yürüme, duygusal hassasiyet gibi sosyo- duygusal, psikolojik, zihinsel ve dile bağlı gelişim farklılığı ve gecikmeler ile ilişkili bir tanıdır.

Otizm Spektrum Tanısı bir duygu ile eşleştirecek olursak bu duygu “Kaygı” olur. Kaygı duygusu istenen bir şeye ulaşmamak, engellenmek, istenenenin olmaması durumlarında ortaya çıkan bir duygudur. Regülasyonu/ yönetimi en zor duygulardan biridir. Yönetiminde yaşanan zorluk sebebiyle sakinleşme açısından da zorluk oluşturan duygulardan biridir. Bebekler ilk doğduklarında endişe/ kaygı duygusunu regüle etmede, yönetmede annelerini kullanırlar. Hem sakinleşmek hem de durumu analiz etmek için annesinin ifadesi ve tensel temasını kullanır. Bu durumda bebek anneye göre şekillenir. Yani anne sakinse bebek de her şeyin yolunda olması muhakemesi ile sakin kalabilir ya da sakinleşebilir. Ancak anne endişeli ya da bebeğin endişesi ile endişeli hale geldiyse bebek anneden aldığı sinyallerle endişeli hisseder ve sakinleşmek ve duygusunu düzenlemekte zorluk yaşayabilir. Bu da duygusunu düzenleme becerisini öğrenmesine ket oluşturabilir.

Tanı dahilinde gözlemlediğimiz ve belirti olarak adlandırdığımız takıntılar, öfke nöbetleri, kriz halleri, reddedilmeye tepkisellik, Dürtüsellik gibi durumlar aslında tam da kaygı duygusunu yönetememe ile ilişkilidir. Bu sebeple kaygı yükselişi anında annenin öncelikle duyguyu yönetme becerisine sahip olması ve bunu kendi için kullanması önemlidir. Sonra mümkün olan en sakin şekilde çocuğa yaklaşması ve kararlı ve net bir şekilde duygusunu sözel ve davranışsal düzenlemesini desteklemesi gerekmektedir.

Kaygı çok yükseldiğinde regülasyon zorlaşır. Bu sebeple kaygıyı yönetmeyi kolaylaştırabilmek adına önce kaygının sebebinin anlaşılması iyi olacaktır. Sebepler olarak belirsizlik, aşırı uyaran girişi, sıkılma, istemediği bir durumu karşılama, reddedilme olabilir. Bu durumda çocuğun kaygısını ortalama düzeye indirmek ya da ortalama düzeyde tutmak adına daha açıklayıcı ifadeler kullanmak, telkinle çocuğun yatışmasını sağlamak, rutinler oluşturmak önemlidir. Özellikle bu bahsedilenler içerisinde rutin oluşturmak bizim için çok kıymetli olmalıdır çünkü düzen ve rutin hali belirsizlikleri ortadan kaldıracağı için çocuğun değişim ve planlamayı daha kabul edilir karşılamasını kolaylaştırır. Fakat kaygı duygusunu ya da kaygıya bağlı ortaya çıkan davranışları yönetmek çok da kolay olmamaktadır. Bu noktada aileler yetersiz ya da yanlış müdahale içerisinde hissettiklerinde bir uzman desteği almalıdır.

Uzm. Klinik Psikolog Nilay E. DİRİSAĞLIK UZUN

Etiketlendi:

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir