Cinsellik; bireyin yaşam şekli, ilişkileri, aldığı kültür ve cinsiyetine göre farklılık gösterir. Cinsel işlev bozuklukları toplumda hem kadınlarda hem de erkeklerde oldukça sık rastlanan bir sorundur. Oldukça yaygın olan bu sorunlar konuşulmadığı, tedavi arayışında bulunulmadığı için birçok çift bu durumu kanıksayarak yaşar. Kabullenmede sosyal sorunları beraberinde getirir. Çünkü cinsel işlev sorunları şahsın yeteneklerini, iş başarısını, ilişki kurmasını etkileyebilir. Buna rağmen birey, cinsellikle ilgili sorunların tedavisi olabileceğini düşünmez, ve bu konu ile ilgili çoğunlukla profesyonel yardım arayışında olmaz. Cinsel problemler konuşulmaktan utanılan ve çözümü olduğu bilinmeyen bir sorundur.
Cinsel İşlev Bozuklukları Nelerdir?
Cinsel birliktelik esnasında haz alamama cinsel işlev bozukluğu olduğunu gösterir. Cinsel ilişki döngüsünün herhangi bir aşamasında ya da birden fazla aşamasında oluşan problem cinsel işlev bozukluğundan kaynaklanıyor olabilir. Araştırmalar kadınların yüzde ellisinin erkeklerin ise üçte birinin hayatlarının bir evresinde cinsel işlev bozukluğu yaşadığını ortaya koymuştur. Cinsel işlev bozuklukları sık görülen sorunlar olmasının yanı sıra fazla dile getirilmeyen problemler olduğundan toplum içerisinde görünür durumda değildir. Cinsel işlev bozukluklarının türlerine ve seviyelerine göre tedavileri vardır ve bu bozuklukları yaşayan kişilerin mutlaka bir uzmandan yardım almaları önerilir.
Cinsel İşlev Bozukluğu Neden Olur?
Cinsel işlev bozukluğu nasıl olur sorusu şu şekilde yanıtlanabilir; Sağlıklı şekilde yaşanan cinsel hayat kişiye mutluluk vererek genel sağlık durumuna katkı sağlar, cinsel işlev bozuklukları ise kişinin hayat kalitesini olumsuz yönde etkiler. Cinsel işlev bozuklukları farklı sebeplerden kaynaklanabilir. Cinsel kimliğin oluşmaya başladığı 3-6 yaş döneminden kimliğin belirlenmeye başlandığı ergenlik dönemine kadarki dönemde kişinin yaşadığı tecrübeler hayat boyu sürecek olan cinsel sağlık durumunu etkiler. Bu dönemde yaşanan olumsuzluklar kişinin ilerleyen yıllarda cinsel işlev bozuklukları yaşamasına neden olabilir, Öte yandan cinsel işlev bozukluklarının fiziksel ve psikolojik pek çok nedeni olabilir. Bu nedenler hekim tarafından araştırılır ve sorun saptandıktan sonra tedavi seçenekleri değerlendirilir.
Erkeklerde ve Kadınlarda Cinsel İşlev Bozukluğu Belirtileri:
Cinsel işlev bozukluğu belirtileri kadınlarda ve erkeklerde farklı şekillerde görülebilmektedir.
Erkeklerde görülen cinsel işlev bozukluğu belirtileri arasında;
-
Penisin yeterince sertleşmemesi,
-
Penisin yeterince sertleşmesi ancak kişinin haz duymaması,
-
Erken boşalma,
-
Kişinin kontrolü dışında boşalma yaşanması,
-
Cinsel tatminin yeterli gelmemesi ,
Cinsel ilişki öncesinde, sırasında ve bitiminde ortaya çıkılan gerginlik sayılabilir.
Kadınlarda görülen cinsel işlev bozukluğu belirtileri arasında;
-
Cinsel ilişki esnasında yaşanan ağrı,
-
Vajina ile penis birleşmesinin çok zor gerçekleşmesi ya da hiç gerçekleşememesi ,
-
Tampon kullanımı esnasında ağrı ve acı hissedilmesi ,
-
Jinekolojik muayene sırasında vajinada ağrı oluşması,
-
Cinsel beraberlik sırasında bölgedeki kaslarda kasılma olması ,
-
Cinsel ilişki yaşamaktan korku ve endişe duyma gibi belirtiler sayılabilir.
Cinsel İşlev Bozuklukları Nelerdir?
Erkeklerde görülen cinsel işlev bozuklukları arasında kişinin cinsellikten haz duymasını engelleyen azalmış cinsel istek , cinsellikten rahatsızlık duymaya neden olan tiksinti bozukluğu, sertleşme bozuklukları, gecikmiş (retarde ejakülasyon) boşalma, erken (prematüre ejakülasyon) boşalma sayılabilir. Kadınlarda görülen cinsel işlev bozuklukları arasında, cinsel istekte azalma ve tiksinti duyma, cinsel uyarılmanın sağlanamaması, subjektif cinsel uyarılma bozukluğu, genital uyarılma bozukluğu, kalıcı uyarılma bozukluğu, orgazm bozukluğu, disparoni (ağrılı cinsel birliktelik) vajinismus, cinsel ilişkiden bağımsız şekilde yaşanan genital ağrı bozukluğu (non koital) sıralanabilir.
VAJINISMUS
Vajinismus kadınlarda sık görülen ve tedavi amaçlı sağlık kuruluşuna başvurulan cinsel sorundur. Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından vajına girişindeki kasların istem dışı, sürekli ya da tekrarlayarak devam eden ve ilişkiye girmeye engel kasılmalarının olması olarak tanımlanmaktadır. Bu durum kişiler arası sorunlara yol açar. İstemsiz kasılmalar jinekolojik muayene ve tampon kullanımı sırasında da olur. Bu kadının cinsel ilişkiden kaçmasına, partnerinden uzaklaşmasına ve özgüveninin kırılmasına neden olur. Vajinismus ilk cinsel ilişki ile başlayabildiği gibi, kadının yaşadığı cinsel travma sonrasında da ortaya çıkabilir. Vajinismus ülkemizde en sık rastlanılan cinsel sorundur. Tedavide eğitim ve cinsel terapi gerektiği kesindir. Günümüz şartlarında grup terapileri de başarı ile uygulanmaktadır. Vajinismus aslında kadın bedeninin savunma mekanizmasıdır. Cinsel tehdit vajina etrafındaki kaslar, bacak ve kalçadaki kaslarda kasılmaya yol açmaktadır. Ağrı ve birleşme korkusuna karşı kadın reaksiyon gösterir. Vajinismusun kesin bir nedeni bulunamamış olsa da, eşlik eden psikiyatrik sorunlar olabileceği unutulmamalıdır. Bunlar arasında depresyon kendini küçümseme, uyum bozuklukları en sık rastlanmakla beraber temelde yüksek düzeyde anksiyete mevcuttur. Ancak yaşanılan ruhsal problemlerin bir neden mi yoksa sonuç mu olduğu bilinmez.
Vajinismuslu kadınların korkuları arasında acı, ağrı, kanama, yırtılma, penisin vajınada kilitlenmesi, iğrenme ve kirlilik yer alır. Ülkemizde cinsel fonksiyon bozuklukları arasında sık görülen vajinismuslu kadınların ailelerinde de bu tür vakalarla daha sık karşılaşılmaktadır.
Geleneksel kuralların hakim olduğu toplumumuzda da kadının bakireliğini eşe ve ailesine ispat çabası, cinsellik konusunda yeterli bilgi ve eğitimin eksikliği nedeni ile ülkemizde vajinismus en sık görülen cinsel fonksiyon bozukluğudur. Tedavi için sistemik duyarsızlaştırma, nefes egzersizleri, kegel egzersizleri, hipnoterapi, vajinaya yönelik egzersizlerden oluşan kısa bir terapi sürecidir. Tedavide gereksiz yere cerrahi olarak yapılan müdahaleler yanlıştır. Tedavi eğitim ve psikoterapiden oluşur. Vajinismus tedavisinde başarıyı artıran, danışana kadın ve erkek bedeni hakkında ayrıntılı anatomik bilginin verilmesi, çiftin verilen ödevleri yapması yani tedavi olmaya inanması ve istemesidir. Vajinismus bir cinsel işlev bozukluğu olmakla beraber ruh sağlığı ile yakın ilişkilidir. Tedaviye uyum sağlayan her kadın yüksek oranda tedavi olur.
Cinsel Travma; Çocukluktaki; istismar, cinsel ya da fiziksel travma vajınismuslu kadınlardaki sıklığı konusunda farklı yayınlar mevcuttur. Bazı çalışmalarda geçmiş ile ilgili sorunlar yüksek iken bazı çalışmalarda toplumdaki diğer kadınlarla aynı oranda çıkmıştır.
Cinsel İşlev Bozuklukları Tedavisi
Cinsel işlev bozukluklarının tedavisi bozukluğun tespit edilmesine bağlı olarak gerçekleşir. Kadınlarda ve erkeklerde görülen cinsel işlev bozuklukları farklı olduğundan tedavi yöntemleri de değişkenlik gösterebilir. Ancak tedavi sırasında eşlerin birbirine destek olması önemlidir. Erkeklerde görülen bozuklukların tedavisi için ilaç tedavilerine başvurlabileceği gibi psikolojik kaynaklı bozuklukların giderilmesi için kişi terapi alabilir ya da çift terapisine başvurulabilir. Cinsel işlev bozukluklarını tetikleyen stres, uyku problemleri, suçluluk, korku gibi problemlerin ortadan kaldırılması da var olan cinsel işlev bozukluğunun düzeltilmesine katkı sağlayabilir. İşlev bozukluğunun tedavisi için uzun süreli hormon tedavileri gibi tedaviler de uygulanabilir kısa süreli çözüm sağlamak adına erken boşalmayı engelleyen çözümler de hekim tarafından önerilebilir.
Kadınlarda görülen cinsel işlev bozukluklarının tedavisi de erkeklerde görülen tedavilerle benzerlik gösterebilir, gerekli testler ve görüşmeler yapılıp tanı konulduktan sonra tedavi yöntemi belirlenir. Kadınlarda uygulanan tedavi yöntemleri arasında kişinin uyarılmasını sağlayan teknikler, psikolojik danışmanlık, hormon tedavileri, ilaç tedavileri, ağrı yönetimi sağlayan gevşeme ve rahatlama yöntemleri sayılabilir. Görülen cinsel bozukluğun türüne göre tedavi seçeneği uygulanır ve gerekli görülmesi durumunda birden çok tedavi yöntemi aynı anda uygulanabilir. Cinsel işlev bozuklukları görmezden gelinmemeli ve mutlaka tedavi edilmelidir, aksi taktirde bu bozukluklar kişinin hayat kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir.