Tekniğimizin en önemli özelliği, bütüncül bir karakter taşımasıdır. Bütüncül, kombine bir yaklaşımla hazırlanmış bir tekniktir. Dünyada uygulanan birçok tekniğin önemli noktalarını içinde barındırır. Ayrıca başka tekniklerde olmayan, tekniğe bizim kattığımız çok farklı özellikler de vardır. Hiçbir tekniğin birebir aynısı değildir.
Tekniği daha iyi anlamak için kekemeliğin temel sorunlarından bahsetmemiz gerekir.
Peki, nedir bu temel, kök sorunlar?
Düşünce + Nefes + Hız + Olumsuz Duygu + Travmatik Olay = Kekemelik
Dünyanın birçok yerindeki terapistler bu beş kavramdan birisiyle ya da birkaçıyla çalışırlar. Kekemelik bu 5 ayak üzerinde yürür. Ve terapi sürecinde bu 5 ayağın birlikte kesilmesi, yok edilmesi gerekir. Bu 5 sac ayağını şöyle ifade edelim:
A – Düşünce Ayağı
B – Nefes Ayağı
C – Hız Ayağı
D – Duygu Ayağı
E – Travmatik Olaylar Ayağı
A – Düşünce Ayağı
Kekemeler her yerde takılmaz. Bazı yerlerde ve bazı durumlarda kekelerler. Örneğin: Tek başına olduğunda, yalnızken, hemen hemen hiçbir kekeme takılmaz. Kendi kendine gayet güzel konuşur. Ama aynı kekeme bir topluluk önüne çıktığında ise hiç konuşamaz.
Peki, ne değişti de kekeme evde güzel konuşurken, topluluk karşısında takıldı?
Değişen tek şey: düşünce.
Kekeme evde sosyal baskı hissetmiyordu ve kendini negatif düşüncelerle baskı altına almamıştı. Ama topluluk karşısında;
-
“Takılacağım…”
-
“Kekeleyeceğim…”
-
“Bana gülecekler…”
-
“Benimle alay edecekler…”
-
“Rezil olacağım…”
gibi düşünceler beynine üşüştü.
Negatif düşünce = Negatif davranış.
Yani “Takılacağım” diye düşünen biri muhakkak takılır.
Burada basit bir deney yapalım:
-
Elinizi yumruk yapınız ve kolunuzu bir yere koyunuz.
-
İyice rahatlayınız.
-
Gözlerinizi kapatınız.
-
Yumruğunuzu sıkabildiğiniz kadar sıkınız.
-
Yumruğunuzu sıkarken içinizden sürekli “Yumruğumu açmayacağım, yumruğumu açmayacağım…” diye tekrarlayınız.
-
Bu sırada cümleyi kesmeyiniz. Aynı anda elinizi açmaya çalışınız.
Gördüklerinize şaşıracaksınız, çünkü elinizi açamayacaksınız. Ancak “Yumruğumu açacağım” dediğiniz zaman açabileceksiniz.
Bunun nedeni: davranışlarımızın düşüncemize tabi olmasıdır.
Biz öncelikle bu negatif düşünceleri ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Birçok kekeme değişik merkezlere gider, tedavi olur. 2-3 ay güzel konuşur, sonra yeniden bozulur ve eskisinden daha kötü olur. Çünkü bu merkezlerde kekemenin negatif düşüncesi değiştirilmemiştir.
Bizim “Kekemelik – Bilinçaltı Hipnoz Temizlik Seti“, bu negatif düşünceleri değiştirmekte çok önemli bir görevi yerine getirmektedir. Bu setten faydalanan kişilerde geri dönüş olmaz. Ayrıca “Kekemelik ve Güncel Tedavi Teknikleri” adlı kitabımız da negatif düşüncelerin değiştirilmesinde çok işe yaramaktadır.
Kekemeler;
-
Utanma
-
Suçluluk hissi
-
Gerginlik
-
Kızgınlık
-
Çaresizlik
duyguları yaşayabilirler. Sıklıkla konuşmaktan veya konuşmanın beklendiği sosyal ortamlardan kaçınma gözlenir.
Yaygın duygu, düşünce ve inanç kalıpları:
-
Özgüven eksikliği
-
Başarısızlık kaygısı
-
Çeşitli korkular
-
Okul başarısızlığı
-
İçe dönüklük
-
Değersizlik, utanma, suçluluk hissi
-
Depresyon
-
Sosyal ortamlardan kaçınma
-
Gerginlik, öfke, çaresizlik
Siz kekemeye dünyadaki en mükemmel konuşma tekniğini de öğretseniz, eğer onu uygulayacak özgüvene sahip değilse başarılı olamaz.
Biz merkez olarak psikoterapilerle kekemelerin özgüvenlerini artıracak, olumsuz inançlarını değiştirecek ve negatif duygularını boşaltacak terapiler uyguluyoruz. Bu konuya çok önem veriyoruz. Günlük psikoterapi uygulamalarımız 4 saati buluyor.
B – Nefes Ayağı
Kekemelerin en önemli ikinci sorunu nefestir.
Birçok kekeme, konuşurken “Göğsüm daralıyor, sıkışıyor. Nefes alamıyorum. Boğulacak gibi oluyorum” gibi cümleleri çok kullanır.
Bunun temel sebebi: nefes alış-veriş ritimlerinin bozuk olmasıdır.
Kekemeler 3 yaygın nefes hatası yapar:
-
Nefesini alır, tutar ve konuşmaya çalışır.
-
Nefesini alır, tamamen boşaltır ve konuşmaya çalışır.
-
Nefes alırken konuşmaya çalışır.
Kekeme, doğru nefes almayı öğrenemezse bu sorundan kurtulamaz. Kekemeler şarkı söylerken takılmazlar çünkü nefeslerini kontrol ederler. Heyecanlandıklarında ise nefes ritimleri bozulur ve takılırlar.
Biz merkez olarak nefes kontrolüne çok önem veriyoruz.
Araba için benzin neyse, kekeme için de nefes odur.
Yanlış nefes alma alışkanlığı mutlaka değiştirilmelidir.
C – Hız Ayağı
Normal bireylerde düşünme hızı ile konuşma hızı paralel gider. Kekemelerde bu denge bozulmuştur. Yapılan araştırmalar, kekemelerin çok hızlı düşündüklerini ortaya koymuştur.
Düşünme hızı konuşma hızını geçince, konuşma akışı bozulur. Kekemeler bu uyumsuzluğu kapatmak için:
-
Şey…
-
Yani…
-
Mesela…
-
Eee…
gibi asalak kelimeler kullanır.
Biz merkez olarak hız kontrolü üzerinde de çok duruyoruz.
Hız kontrolü 4 şekilde sağlanır:
-
Vurguyla konuşma
-
Mimiklerle hızı düşürme
-
Boşluk (duraklama) bırakma
-
Beden dilini kullanma
D – Duygu Ayağı
Kekemelikte duygusal yük çok büyüktür. Utanma, suçluluk, korku, kaygı, öfke gibi duygular, konuşmayı doğrudan etkiler.
Olumsuz duygular boşaltılmadan kekemelik kalıcı olarak geçmez.
E – Travmatik Olaylar Ayağı
Bazı kekemeler, geçmişte yaşadıkları psikolojik travmalar sonucu bu sorunu yaşamaya başlarlar. Bu olaylar bilinçaltına yerleşmiştir.
Bu travmalar temizlenmeden kekemelikten kalıcı olarak kurtulmak mümkün değildir.
Sonuç:
Türkiye’de birçok merkez sadece tek bir ayağa yönelik çalışmaktadır:
-
Sadece hız kontrolü (örnek: uzatmalı teknik – “Meeeerrhaba… Naaasılsın…”)
-
Sadece nefes egzersizi (diyafram çalışmaları)
-
Sadece düşünce çalışması (hipnoz vb.)
Kısmi olarak ilerleme kat edilse bile, kalıcı çözüm sağlanamaz.
Bizim merkezimize katılan kekemelerin geri dönmesi çok zor bir ihtimaldir.