Uzm. Kl. Psikolog İpek Polat
Sosyal medya, özellikle genç bireylerin benlik algısı ve bedenle kurduğu ilişki üzerinde belirleyici bir rol oynamaktadır. Instagram, TikTok ve Snapchat gibi görsel içerik ağırlıklı platformlar; sadece iletişim kurma alanı değil, aynı zamanda güzellik ve ideal beden standartlarının sürekli üretildiği dijital sahnelerdir. Bu durum, bireylerin bedenlerine ilişkin algılarını ve yeme davranışlarını doğrudan etkilemektedir (Perloff, 2014).
Beden Dismorfik Bozukluğu ve Nöropsikolojik Temelleri
Beden dismorfik bozukluğu (Body Dysmorphic Disorder – BDD), kişinin bedeninde var olmayan ya da çok küçük bir kusuru algılayıp bu algıya takıntılı şekilde odaklanmasıyla tanımlanır (APA, 2023). Aynaya sürekli bakma, görünümünü gizleme ya da estetik işlemlere yönelme gibi davranışlarla kendini gösterir. Beyin görüntüleme çalışmaları, BDD’li bireylerin yüzleri algılarken ayrıntılara aşırı odaklandığını ve bütüncül bakıştan yoksun olduğunu göstermektedir (Feusner et al., 2010). Bu da sosyal medyadaki filtreli ve “kusursuz” görsellerin bu bireylerde neden yoğun bir duygusal reaksiyon yarattığını açıklamaktadır.
Yeme Bozuklukları: Tanımlar ve Türler
Yeme bozuklukları (Eating Disorders – EDs), bireyin yeme davranışı, beden ağırlığı ve şekliyle ilgili düşünce ve duygularında ciddi bozulmaların eşlik ettiği psikiyatrik tablolardır (APA, 2013). DSM-5’e göre yeme bozukluklarının temel türleri şunlardır:
-
Anoreksiya Nervoza: Aşırı kilo alma korkusu nedeniyle, bireyin beden algısında bozulma eşliğinde ciddi kısıtlı yeme davranışı göstermesi. Vücut kitle indeksi tehlikeli derecede düşüktür.
-
Bulimiya Nervoza: Tek seferde büyük miktarda yemek yeme (tıkınma) ve ardından telafi edici davranışlarla (kusma, laksatif kullanımı, yoğun egzersiz vb.) kontrol etme döngüsüdür.
-
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu: Kontrolsüz yemek yeme atakları yaşanır; ancak telafi edici davranışlar gözlenmez. Sıklıkla suçluluk ve utanç eşlik eder.
-
Atipik Bozukluklar (OSFED/UFED): Klinik olarak anlamlı fakat yukarıdaki kategorilere tam uymayan davranışları içerir. Çok yaygındır ve sıklıkla tanı dışı bırakılır.
BDD ve ED’ler DSM-5’te farklı kategorilerde yer alsa da; mükemmeliyetçilik, düşük benlik saygısı ve yoğun kaygı gibi ortak psikolojik süreçleri paylaşırlar. Dahası, araştırmalar Beden Dismorfik Bozukluğu tanısı alan bireylerin yaklaşık üçte birinde yeme bozukluğu semptomlarının da bulunduğunu göstermektedir (International OCD Foundation, 2020).
Kuramsal Arka Plan
-
Sosyal Karşılaştırma Kuramı (Festinger, 1954): Bireyler kendilerini başkalarıyla kıyaslayarak değerlendirme eğilimindedir. Sosyal medya, bu karşılaştırmayı yoğunlaştırır ve “kusursuz” beden imgeleri karşısında birey kendisini yetersiz hissedebilir (Fardouly & Vartanian, 2015).
-
Benlik Tutarsızlığı Kuramı (Higgins, 1987): Kişinin “gerçek benliği” ile “ideal benliği” arasında fark arttıkça, depresyon, utanç, kaygı gibi duygular da artar. Sosyal medya, bu farkı görünür hâle getirir.
-
Nesneleştirme Kuramı (Fredrickson & Roberts, 1997): Bireyin, özellikle de kadının bedenini bir “görsel nesne” gibi dışarıdan değerlendirmesi, sosyal medya aracılığıyla pekiştirilir. Bu da beden utancı ve yeme bozukluğu riskini artırır.
-
İşlemsel Model (Perloff, 2014): Kişisel yatkınlıklar (mükemmeliyetçilik, düşük benlik saygısı, depresif mizaç) ile sosyal medya etkileşimi bir döngü oluşturur: birey içeriklerden olumsuz etkilenir, oluşan negatif duygulanımdan kurtulmak için tekrar platforma yönelir, döngü devam eder.
Araştırma Bulguları
-
Sidani et al. (2016): Sosyal medya kullanım süresi ile yeme davranışlarındaki bozulmalar arasında pozitif ilişki tespit edilmiştir.
-
Holland & Tiggemann (2016): Sosyal medya özellikle “görünüm odaklı” kullanıldığında beden memnuniyetsizliği ve yeme bozuklukları riskini artırır.
-
Marengo et al. (2018): Instagram ve Snapchat gibi görsel içerik odaklı platformlar, beden imgesi endişelerini artırarak depresyon ve anksiyeteyi tetiklediğini ortaya koymuştur.
-
Cohen et al. (2019): Beden olumlayıcı (body-positive) içeriklerle etkileşimin, bireylerin beden algısını olumlu yönde etkilediğini saptamıştır.
️Risk ve Koruyucu Faktörler
Risk Faktörleri:
-
Ergenlik dönemi (bedensel değişim + kimlik gelişimi + akran baskısı)
-
Düşük benlik saygısı, sosyal anksiyete, depresif belirtiler
-
LGBTQ+ bireylerde toplumsal baskılar, dışlanma
-
Mükemmeliyetçilik ve medyadan etkilenmeye yatkınlık
Koruyucu Faktörler:
-
Medya Okuryazarlığı: İçeriklerin gerçekliğini sorgulamak
-
Öz-şefkat: Bireyin kendine karşı yargılayıcı değil, nazik ve anlayışlı yaklaşması
-
BDT (Bilişsel Davranışçı Terapi): İşlevsiz düşünce kalıplarının yeniden yapılandırılması
-
Okul temelli eğitim ve önleme programları: Erken müdahale ve bilinç kazandırma
Sonuç
Sosyal medyanın birey üzerindeki etkisi, yalnızca içeriklerle değil; bireyin bu içerikleri nasıl yorumladığı, geçmiş yaşantıları, benlik algısı ve psikolojik dayanıklılığıyla da şekillenir. Bu nedenle, beden algısı bozuklukları ya da yeme bozuklukları yaşayan bireylerle çalışırken sadece semptomlara değil, bu semptomların beslendiği dijital ortamları da birlikte anlamlandırmak önemlidir. Hem bireysel hem toplumsal düzeyde dönüşüm için medya okuryazarlığı, öz-şefkat ve psikoeğitim çalışmaları bir arada ele alınmalıdır