Anaokuluna başlamak,
Gelişimsel açıdan, bireyselleşmeye ve sosyalleşmeye en büyük adımdır.
Bu kısa süreli ayrılıklar, çocuğunuzun daha da büyüdüğünün göstergesidir.
3 yaş ile birlikte, çocuğunuz artık bir birey olarak ebeveynleri yanında olmadan, ,
tek başına sosyal bir ortamda var olabilecek bir gelişim düzeyine ulaşmıştır.
Hangi kişilik özelliklerine sahip olursa olsun, her çocuk anaokuluna alışabilir.
Biz uzmanların gözünde,
Gün içindeki bu kısa süreli ayrılıklar çocuğun duygusal ve zihinsel gelişimi için olmazsa olmazdır ve başarılması gereken bir süreçtir.
Bebekliğinden 3 yaşa kadar anne ile gelişen güçlü bağ ve duygusal her türlü destek, bu yaşla birlikte artık biraz esnemelidir ki çocuk bireyselliğini yavaş yavaş gerçekleştirebilsin ve ileride içinde var olacağı hayatı aşama aşama öğrenebilsin.
Bunlar, çocuk gelişim aşamalarında bilimsel gerçekler.
Fakat bu zamanlar, hem çocuk hem de aile için bazen heyecanlı ve duygusal, bazen de endişelerle dolu, zorlu, ağlamalı veya çatışmalı geçer.
İlk ayrılma zorlukları, çocuğun gelişiminin normal bir parçasıdır.
Elbette iki taraf için de kolay değil, ilk kez birbirlerinden kısa süre de olsa ayrılacaklar.
Çocuk ilk kez, anne babası yanında olmadan yeni tanıştığı biri ile (öğretmeni),
hatta birçok kişi ile (arkadaşları) hiç alışkın olmadığı bir yerde (okul) yeni bir bağ oluşturacak.
3 yıl boyunca her günü birlikte, dip dibe geçirdikten sonra anne ilk kez çocuğunu birine emanet edecek, çocuğunu yemek yerken göremeyecek.
Sizler için biraz zorlayıcı olsa da, gerçekten bu süreci başarmak “çok kolay”.
Sadece bazı noktalara, çok dikkat etmeniz gerekli.
Bazı davranışları ne az yapmalısınız, ne de fazla.
Şimdi size, aşama aşama bu noktaları açıklayacağım ki;
Hem siz yorulmayın ve üzülmeyin, hem de çocuğunuz kolaylıkla, endişesiz bu süreci başarabilsin.
Hadi başlayalım!
-
Aşama:
Anaokuluna başlama döneminde, çocuğunuzun yaşamında başka bir olumsuz değişim yaşanmıyor olmalı,
duygusal olarak en rahat olduğu bir dönemde çalışmalara başlamalısınız.
Başka stresel kaynaklar, okula uyumu zorlaştırır ve çocuğunuz üzerinde duygusal bir baskı yaratır.
Çocuğunuz bir hastalık sürecindeyse veya ilaç kullanıyorsa biraz huzursuz olabilir.
Bu nedenle okula başlamak için, tamamen iyileşmesini bekleyin.
-
Aşama:
Çocuğunuz anaokuluna başlamadan önce, ebeveynler de duygusal olarak bu sürece hazır olmalı.
Bu ayrılığı, onun sağlıklı gelişimi için öncesinde güçlü bir şekilde kabullenmelisiniz.
İnanın bazen öyle durumlarla karşılaşıyoruz ki,
Çocuk aslında gelişimsel olarak her yönden çok hazır ve ayrılmayı başaracak,
Fakat anne veya baba hazır olmadığı için, en ufak bir duygusallıkta en başa dönüşler yaşayabiliyoruz.
Uyum sürecinde, sizin güçlü ve bilinçli duruşunuza çocuğunuzun çok ihtiyacı olacak, bu nedenle şimdiden önlemlerimizi alalım.
Artık bazı alanlarda çocuğunuz gerçekten büyüdü ve gelişimsel olarak siz olmadan da bir ortamda var olabilir bir yaşa geldi.
Güvendiğiniz kişilere, onu rahatlıkla emanet edebilirsiniz.
Okulla veya öğretmenle ilgili endişeleriniz varsa, uyum süreci başlamadan önce tüm bunları gidermeli, zihninizi bu konuda rahatlatmalısınız.
Aklınıza takılan her şeyi, şeffaf bir şekilde okul yönetimine veya öğretmene sorun.
İçiniz rahat etmeden, çalışmalara başlamayın. ☺
Okulu ve öğretmeni, iyice tanıdığınıza emin olun.
Okul ve öğrenmenle güvenli bir bağ kurmak, sizin de ihtiyacınız.
-
Aşama: Zihinsel olarak, çocuğunuzu okula başlamaya hazırlamak
Çocuğunuz anaokuluna başlamadan önce,
Okulda karşılaşabileceği her durum ve her kişi ile ilgili evde yaptığınız bazı konuşmalar çok önemli.
Çünkü okulla ilgili ilk algıyı konuşmalarınızla oluşturuyor oluyorsunuz.
İlk algısı ne kadar güçlü olursa, ilk günler o kadar kolay geçer.
Siz konuşurken, inanın tüm mimiklerinizi takip eder. Bu nedenle, dikkatli kelimelerle kendinizden emin konuşmalar yapmalısınız.
Hatta evde, okulla ilgili eşinizle yaptığınız konuşmaları da kesinlikle dinliyordur. Ona yakalanmayın!
Okulla ilgili açıklamalarınızda çok ayrıntıya girmeyin, kısa ve net konuşmalar yapın.
Konuşmalarınıza bir tebessüm ekleyin, biraz mutluluk, biraz coşku, biraz eğlence de hissettirin.
Onu heveslendirici, kısa bir konuşma yapmanız yeterli.
Dilerseniz sizinle, şöyle bir örnek paylaşalım:
“Haftaya seninle çok eğlenceli bir yere gideceğiz.
Oranın adı anaokulu.
Orada senin yaşında başka çocuklar da olacak.
Hep birlikte oyunlar oynayacaksınız.
İlk günler ben de seninle olacağım.
Bizi çok tatlı biri karşılayacak. İsmi “XXX”.
O bir öğretmen ve ben de onu çok sevdim. O senin öğretmenin olacak.
İlk gün gittiğimizde üçümüz beraber çok güzel oyunlar oynayacağız.
Okulda oyuncaklar var. “Okulda bahçe,…………..var. (Okulun fiziksel özelliklerini çok ayrıntıya girmeden anlatın.)
Harika bir gün geçireceğiz.” demeniz oldukça yeterli.
Eğer size sorusu olursa, sorularını asla cevapsız bırakmayın.
Net, kısa cevaplar verin ve öncesinde de dediğim gibi çok fazla ayrıntıya girmeyin.
Israrcı bir yaklaşımdan her zaman kaçının.
-
Aşama: İlk gün
İlk gün, uykusunu almış bir şekilde uyanmalı.
Unutmayın, uykusunu alamayan biri gün içinde daha fazla huysuzlanır.
Bu durum çocuklar için geçerli değil sadece, bizler için de geçerli☺
Biz de uykumuzu alırsak, yaşamımızdaki olaylara daha sabırlı davranırız.
Gün boyu, ona uyumlu davranıyor olacağız. Çatışmak yok.
Eğlenceli bir kahvaltı sonrası, evden çıkış.
Her şey normal ve doğalında bir gün geçirecekmiş gibi davranın.
Abartılı konuşmalardan kaçının. Bu onu ürkütebilir veya tetikleyebilir.
Bu yaşta, biraz inatlaşmaların var olduğunu unutmayın. Bir an uyumlu davransa da, bir anda tepkisel davranabilir.
Bu nedenle, dikkat edelim. Sadece bir yere gidiyoruz ve orası bir okul.☺
Okula geldiğinizde, sizi kapıda sadece öğretmeni karşılayacak.
Birlikte içeri girin ve öğretmenin buradaki becerisine lütfen güvenin. Rahatlayın.
Yanından bir süre asla ayrılmayın, zaten o da sizden ayrılmayacaktır.
İlk izlenimleri çok önemli ve ilk gün üçlü bir şekilde (anne, çocuk, öğretmen) okulda zaman geçirebilirsiniz.
Sadece, öğretmeni çocuğunuzla iletişimini ve yakınlığını biraz arttırdığında eğer çocuğunuz da olumsuz tepki vermiyor
ve eğleniyorsa onlardan biraz (çocuğunuz sizi görebileceği bir mesafede) uzaklaşın. Onunla göz iletişiminizi kaybetmeyin.
İlk gün, 1 saat okulda zaman geçirmesi yeterli.
Öğretmeni ile vedalaşın. Ve birlikte, ne zaman buluşacağınıza dair ona bilgi iletin.
Okul sonrası, keyifle eve dönüş.
Öğretmeninden ve okulda yaptıklarından istiyorsa biraz bahsedelim. Bazen fazlasına tepki gösterebiliyorlar.
Unutmayın, aileden sonra ilk güvenli bağ öğretmen ile kurulmalı. Önce öğretmen, sonra arkadaşlar.
Okulda sizi özlediğinde veya endişelendiğinde (ki, ilk günler bu normal bir tepkidir) ona güven veren öğretmeninden duygusal destek alacak.
Bu nedenle, öğretmene ilk günler öncelik vermeliyiz. (arkadaşlara değil)
İlk gün akşamı, ona karşı uyumlu, anlayışlı ve sabırlı olmaya özen gösterin.
Eğer aranızda çatışma olursa, bu durum ertesi gün okula gitmek istememe davranışına dönüşebilir.
Geç yatmayın. Yine uykusunu yeterli bir şekilde almış olarak ertesi gün uyansın.
-
Aşama: İkinci gün
Yine, okula keyifli bir gidiş başlıyor. Bu sırada size farklı alternatifler sunabilir. Parka gidelim vs. gibi.
Okulda çok eğleneceğinizi ve öğretmeninin oyun için sizi beklediğini ifade ederek, ısrarcı değil fakat kararlı olun.
Yolda şarkılar söyleyin. Hatta eğlenceli bir “okula gidiyorum” şarkısı birlikte yaratabilirsiniz.
Okulda, yine öğretmeni sizi karşılıyor olacak.
2. gün, en önemli nokta şu:
Bugün, biraz daha onu öğretmenle baş başa bırakmalısınız.
Aynı ortamda, fakat biraz uzak mesafede kalın.
Bırakın birlikte oynasınlar.
Sizi yanına isterse “tamam” deyin, yaklaşın, oyuna dalarsa ve mutluysa yine ona belli etmeden biraz uzaklaşın.
Onunla ilgili aktif kişi, öğretmeni olsun.
Eğer sizi ısrarla istemiyorsa ve oyuna mutlulukla dalmışsa, harika!
Aynı ortamda olabilirsiniz, fakat siz farklı şeylerle ilgilenin. Telefonunuza bakın veya bir kitap, dergi karıştırın.
Göz göze gelmek isterse uzaktan gülümseyin, fakat yanlarına hemen gitmeyin.
Özellikle çağırırsa veya endişelendiğini hissederseniz, biraz yanlarına yaklaşabilirsiniz.
Unutmayın, her şeyi aşama aşama yapıyoruz.
2. gün 1-1.5 saat öğretmenle zaman geçirmesi oldukça yeterli.
Bugünlük vedalaşabilirsiniz.
Ayrılırken bir sonraki gelişinize, evde bir resim yapıp öğretmenine getirme sözü verirse harika olur.
-
Aşama: Üçüncü gün
Her günkü gibi, uykumuzu almış ve eğlenceli bir şekilde evden çıkıyoruz.
(O çok eğlenmese de, siz eğleniyor gibi yapın, çünkü bazen tatsız olabiliyorlar, haklılar kolay değil fakat başaracağız.)
Farklı alternatifler sunarsa, coşkulu ve heyecanlı bir şekilde okulda öğretmenin sizi oyun için beklediğini ifade ediyor ve kararlı oluyoruz.
İlk günler, evde ve dışarıda oyun, park vb alternatifleri çok sunmayalım ki okul daha cazip hale gelsin.
3. gün, öğretmeni ile oynarken daha da uzakta kalın.
Birebir öğretmeni ile kalması en istediğimiz. Fakat onun tepkilerine göre şekillenin.
Olumsuz bir tepki vermedikçe uzakta kalın.
Eğer, farklı bir odada olmanızı kabul ederse harika! Demek ki, işler yolunda ilerliyor.
3. gün de, 1-2 saat oldukça yeterli.
Bugün de, okulumuza tatlı bir veda ediyoruz.
Okula alışmanın ilk günlerinde, evde biraz davranış ve huy değişimleri gözleyebilirsiniz.
Evde sizin yanınızdan pek ayrılmak istemeyebilir.
Gün içinde huysuzlanabilir.
Ani tepkiler verebilir.
Kolay değil, bir değişim yaşıyor ve yeni bir duruma uyum sağlamaya çalışıyor.
Yargılayıcı ve eleştirel olmamaya özen gösterin.
Anlayışlı, sevecen ve sabırlı tavrınız çok önemli.
Asla, ısrarcı bir yaklaşımınız olmamalı.
Hep heveslendirici olmalıyız.
Bu aşamalarda, ben okula gitmek istemiyorum diyebilir.
Nedenini sorun ve öğrenin.
Birçok çocuk, ilk ve ikinci haftadan sonra öğretmenle bir güvenli bir bağ kurarken,
Bazı çocuklar bu bağı oluşturmak için biraz daha zamana ihtiyaç duyar.
Bu çok normal, çünkü her çocuğun yapısı ve her ailenin ortamı birbirinden farklı.
Okula uyum aşaması, ortalama olarak bir ayda sağlanır.
Bazı çocuklarda, bu on beş güne de inebilir.
Burada biz uzmanlar için önemli olan, alışma süresi değil çocuğun kaygılanma düzeyi ve ağlamalarının gerçekliği.
İlk haftalarda, çocuklar okul kapısından anne-babası ile vedalaşırken zorlanabilir.
Ağlama sahneleri, sizin gibi bizleri de hep duygulandıran anlardır.
Fakat ağlamak, çocuk için normal bir tepkidir. Çünkü, bir duygu yaşıyor ve bir şeyi aşmaya çalışıyor.
Öğretmene ve okula güven sağlamanız çok önemli.
Kendinizi onu gözyaşlarıyla bırakıyor gibi düşünüp, suçlu hissedebilirsiniz.
Fakat, unutmayın ki sağlıklı bir gelişim göstermesi ve duygusal gelişimi için, sizden kısa süreli de olsa ayrılmayı başarması gerekiyor.
Merak etmeyin, bir süre sonra size kendisi el sallayarak kapıdan mutlu bir şekilde sizle kendisi vedalaşacak.
Çünkü, okulu onun yaşamının harika bir parçası olarak, günlük yaşamına yerleşiyor olacak.
ANAOKULUNA UYUM SÜRECİNDEKİ AĞLAMALARI, NASIL YÖNETMELİYİZ?
Yukarıda size ağlamalardan bahsetmiştim.
Şimdi, sizin de bizim de en hassas olduğumuz kısma biraz daha değinelim.
Bu süreçte, iki tür ağlama vardır.
Biri içli içli olarak nitelendirdiğimiz, gerçek bir ağlamadır.
Bir diğeri ise, rol ağlama dediğimiz istediğini elde etmek için yapılan sizi yönlendirme ağlamalardır.
İşte okula uyum sürecinde, bizim için önemli olan kısım içli ağlamalardır.
Bu ağlamaları biz uzmanların veya deneyimli bir öğretmenin ayırt etmesi çok daha kolaydır.
Gerçek ağlamaları her zaman önemseriz. Ve çocuğun yanında olur, onu duygusal olarak destekleriz.
Siz onu kapıdan bıraktığınızda, eğer ağlamalar rol ağlama şeklinde ise,
Veya sadece ayrılık anında hafif bir şekilde zorlandığı için gerçekleşen bir ağlama ise, bunu oyunlarla, ilgi ve sevgi desteği ile aşabiliriz.
Bu ağlamalar genellikle 5 ,en fazla 10 dakikada geçer.
Burada hiç endişelenmeyin lütfen. Siz günlük işlerinize bakabilirsiniz. İçiniz rahat olabilir.
Onlar zaten birazdan oyuna ve eğlenceye dalıyor olacak. ☺
Vedalarınızı kısa ve net tutun.
Onu almaya tam olarak ne zaman geleceğinizi iletin. Ve tam da, o zamanda gelin.
Güvenini sağlamak için herkes çaba göstermeli.
Onu kimin alacağını ona bildirin.
Kapıdan onu bıraktığınız andan sonra, ona görünmemeniz çok önemli.
Çünkü ayrılma bu durumlarda, çok daha zor ve sancılı gerçekleşiyor olur.
Ağlamalar uzun sürer ve çocuğunuzu bu süreçte daha fazla yıpratıyor oluruz.
Ona görünmeden, bir süre okuldan uzakta bekleyebilirsiniz.
ANAOKULUNA UYUM SÜRECİNDE, PRATİK BİLGİLER
-
“Okula gitmek zorundasın.” Gibi ifadelerden kesinlikle kaçının.
-
Öğretmeninin her zaman onun yanında olacağını ve neye ihtiyacı olursa ona iletmesi gerektiğini söyleyin.
-
İlk günler ve ilk haftalar, okulda yemek ve uyku konusunda ondan talepte bulunmayın. Kendisi isterse elbette bu aktivitelere eşlik edebilir.
-
İlk günler ve ilk haftalar, bırakma ve alma zamanlarınızda tutarlı olun. Zaman esnemeleri rutini bozabilir.
-
Onu alacağınıza dair söylem ve davranışlarınızla, güvenini tazeleyin.
-
Onu okuldan aldığınızda, kısa sohbetlerle gününün nasıl geçtiğini ona sorun.
Bazen arkadaşları ile ilgili olumsuz şeyler anlatabilir. Bu durumda endişelenmeyin fakat öğretmenine bilgi iletin.
-
İlk günler, arkadaşlarından çok öğretmeninden bahsedebilir. Bu durum, çocuğunuzun okula uyum sağlayamadığını göstermez.
Önce öğretmenle bağ kurmasının önemli olduğundan bahsetmiştim, arkadaşlarına zaman içinde alışıyor olacak.
Bazı arkadaşlarını diğerlerine göre daha çok tercih edecek. Bazı arkadaşlarından pek hoşlanmadığını iletebilir.
Tıpkı biz yetişkinlerde olduğu gibi ☺ sevdikleri veya sevmedikleri olacak.
-
Çocuklar bilinmezlikten hoşlanmaz ve bu onları her zaman tedirgin eder.
Bu nedenle onun zihnindeki tüm soruları kısa ve net bir şekilde cevaplamalıyız.
-
İlk günler sevdiği bir oyuncağını veya sizden bir parçayı okula getirmesi onu rahatlatabilir.
-
Her çocuğun birbirinden farklı olduğunu ve farklı hızlarda okula alışabileceğini unutmayın.
-
İlk günler, akademik faaliyetlere veya branş derslere katılmak istemeyebilir.
Bu gibi durumlarda, öğretmeni ilk günlerde dilerse sadece dersleri gözlemleyebileceği konusunda onu destekler.
Yine de istemiyorsa öğretmeni ile kalabilir. Sizler de bu şekilde yaklaşmayı unutmayın.
Okul ve aile birlikte harika bir ekip olmalı ki, onun sağlıklı bir uyum sağlama süreci yaşamasını kolaylaştıralım.
-
3 yaş sonrasında, gelişimsel olarak desteklenmesi için çocuk aileden çok, okula ihtiyaç duyar.
Bu duruma, sadece akademik başları olarak asla bakmamalısınız.
Kendi kendine yetmesi için gerekli becerileri kazanmak, kendini ifade etmeyi öğrenmek, özgüven geliştirmek, hayatı yavaş yavaş öğrenmek ve ona hazırlanmak, yemek vb. gibi alışkanlıkları kazanmak, kalem tutma, dengede durma gibi psiko-motor beceriler kazanmak gibi düşünebilirsiniz.
-
Okula uyum sürecinde, aşamalı bir şekilde güvenle ve onun tepkilerini önemseyerek ilerlemeliyiz.
İlk günler az olan süreler, çocuğunuz okula uyum sağlamaya başladıkça arttırılır.
-
Her birey, ilk girdiği ortamda biraz zorlanır. Biz yetişkinlerde bile bu durum böyledir.
Bir zamana ihtiyaç duyarız. Alıştıkça, o yere kendimizi ait hissederiz.
Anaokuluna uyum süreci de, çocuğunuzda işte bu şekilde işleyecek.
İlk günler, bazı tepkilerinin aslında ne kadar doğal olduğunu fark edebilir, endişelerinizi azaltabilirsiniz.
-
Anaokuluna uyum aşamasında, sizin doğru tutumlarınıza ve sakinliğinize çok fazla ihtiyacı olacak.
Bu yazımızda öğrendiğiniz her bilgi ile, karşılaşabileceğiniz her türlü zorluğa veya olumsuzluğa öncesinden önlem almış oluyoruz. ☺
-
Okula “asla alışmayan” bir çocuk yoktur. Bunu şimdiden bilmeniz çok önemli.
Zorlanmalarda yapacağımız en önemli şey,
Herhangi bir olumsuz tepkisinde duygusal olarak onu yormadan ne yapabileceğimizin çözümünü yaratmaktır.
Beklememiz gereken bir süre olması gerekirse bekleyeceğiz, ara vermemiz gerekirse de ara vereceğiz.
Önemli olan, bu ayrılık sürecini onun hiçbir şekilde zarar görmeden başarmasını sağlamak.
Çünkü bu başarı, onun sağlıklı gelişimi için gerekli olan bir başarıdır.
-
Okula alışma sürecinde, evde bazı davranışlarının, huylarının değişebileceğinden bahsetmiştim.
Belirgin değişimler yaşarsanız ( aşırı suskunlaşma, alt kaçırma, belirgin iştah azalması, gece yoğun ağlamalar, kabuslar gibi) lütfen bir uzmana başvurun.
-
Ona verdiğiniz her sözü tutmanız, bu süreçte çok önemli.
-
Yanında kendisi ve okulla ilgili asla olumsuz konuşmalar yapmayın.
Destekleyici, anlayışlı ve onu okul için heveslendiren yaklaşımlarınız çok kıymetli.
-
Bazı çocuklar, ağlarken kusma davranışı gösterebiliyorlar. Evde veya okulun kapısında bu tür sahneler yaşanabilir.
Elbette bizler de, bu anları her zaman önemseriz. Böyle anlarda, yukarıda bahsettiğim ağlamanın türüne göre yaklaşımlarımızı belirlemeliyiz.
-
Kaygılarınızı çocuğunuza hissettirmemeye bu süreçte çok fazla özen gösterin. Siz üzülürseniz, o da üzülür. Sizi güçlü görürse, o da güçlenir. ☺
-
Kararlılığınız ve okulla birlikte hareket etmeniz, bu süreçte olmazsa olmazlarımızdandır.
-
Başarılarını her zaman takdir edin. Bu onu heveslendirir ve güçlendirir.
-
Okula ve öğretmene en ufak bir güvensizliğiniz kalmamalı. Her endişenizi, her sorunuzu, çekinmeden okula iletin.
-
Bu süreçte mükemmel olmaya çalışmayın. Bazen eksikleriniz veya hatalarınız olabilir.
-
Çocuklar için rutinler (düzen) önemlidir. Rutinler, çocuğa her zaman güven verir. Aksi durumlar onu huzursuzlaştırabilir, endişelendirebilir.
Bu nedenle okulla ilgili rutinlerinize mümkün olduğunca uymaya lütfen özen gösterin.
-
Uykusunu alarak, yani yeterli bir uyku uyuyarak gelen çocuklar okula gelirken çok daha mutlu ve uyumludur.
-
Ona karşı dürüst olmalısınız. Yapamayacağınız şeyi ona söylememeye özen gösterin. Güven sağlaması bu süreçte olmazsa olmazlarımızdan.
-
Okul kapısında, ayrılık zamanlarınızı uzun tutmamalısınız. Tatlı bir vedalaşma olsun. Akşam yeniden kavuşacağız. ☺
-
3 yaşına gelmiş olan bir çocuğunuz varsa, anaokuluna başlamaya gelişimsel olarak hazırdır. Okul için erken davrandığınızı düşünmeyin.
Eğer bu dönemde başlamazsak, gelişimsel olarak bazı alanları zamanında desteklemiyor olabiliriz.
-
Gün içinde sizi çok özlemiş olacağı için, evde anne ve baba olarak baş başa harika zamanlar geçirmeyi unutmayın.
Size ve sevginize doyarsa, ertesi gün sizi daha az özler. ☺
Tüm bu bilimsel bilgilerle, sizin ve çocuğunuzun anaokuluna daha güçlü bir şekilde hazır olacağını düşünüyoruz.
Uzm. Klinik Psikolog Eda Gökduman Yavuz